Hayvanlarda Alerji
Alerji
Kedi ve Köpeklerde de insanlar gibi alerji semptomları görülebilir. Küresel ısınmanın etkisiyle, atmosferdeki sera gazlarında artışa bağlı olarak kedi ve köpeklerde alerji vakalarına daha sık rastlanmaktadır.Hayvanlarda görülen deri lezyonlarının %30’dan fazlası alerji ile ilgilidir.
Havadaki polenler ilkbahar ve yaz aylarında artış gösterdiğinden, bu aylarda minik dostumuzda alerji semptomlarının olup olmadığını not etmemiz önemlidir. Alerjinin hangi maddelere karşı gösterildiğinin tespit edilmesi önemlidir.
Hayvanımın alerjik olup olmadığını nasıl anlayabilirim?
Veteriner Hekiminiz ayrıntılı muayene sonrasında sevimli dostumuzun alerji testine ihtiyacı olup olmadığına karar verecektir. Petinizden alınacak az miktarda kan örneğinde onun duyarlı olabileceği ağaçlar, çimler, yabani otlar, mantar, ev tozları ve miteler ile kedi ve köpeklerin genel olarak tüketimine sunulan gıda maddeleri yönünden yapılan Laboratuar tetkiki sonrası alerji tanısı konulur.
Hayvanın tedavisi için nasıl bir yaklaşım gerekir?
En iyi tedavi şekli, alerjiye sebep olan etkenlerin ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Fakat bu neredeyse imkansızdır. Steroid tedavisi çoğunlukla kullanılan ve kısa vadede cevap alınan bir tedavi şekli olmasına rağmen, bu ilaçların uzun süre kullanılmaları ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır.
Hiposensitizasyon alternatif bir tedavi yöntemidir. Bu durumda, hayvanınızda alerji testi ile tespit edilen alerjene göre hazırlanan aşılar ile tedavi uygulanması canlının yaşadığı çevrede daha güvenli ve rahat etmesi ve aşının herhangi bir yan etkisi olmaması nedeniyle tercih edilen bir uygulamadır.
Hayvanlarda alerji belirtisi nasıl gözlenir?
İnsanlarda ve hayvanlarda alerjiye sebep olan etkenler aynıyken, klinik belirtileri gösterme şekli farklıdır. Hayvanlarda, yoğun kaşıntılı deri irritasyonu alerjinin en sık görülen bulgusudur.
Kedilerde çoğunlukla insanlardaki gibi solunum yolu hastalıklarına benzer semptomlar gözlenir. Alerjik hayvanlardaki klasik belirti kaşıntı ile başlar. Hayvan bacaklarını yalar ve dişler, yüzünü sert zemine sürme isteği vardır. Eğer alerji çok şiddetli ise deri lezyonlarına bakteriyel etkenlerde eşlik ederler. Çok yoğun olmamakla birlikte kusma ve ishalde görülen semptomlar arasındadır.
Evcil Hayvanımda alerji semptomlarını ne zaman gözlemlerim?
Bu petinizde alerji yapan etkenin ne olduğuna bağlıdır. Eğer alerjenin kaynağı polenler ise semptomları muhtemelen ilkbahar ve yaz aylarında gözlemlersiniz.Alerjiye yaşadığı ortamdaki mite ve ev tozları sebep oluyorsa veya tükettiği gıdayla ilgili bir alerji söz konusu ise semptomları yıl boyu görmeniz mümkündür.
Evcil hayvanınızda da alerjiyle ilgili problem olduğunu düşünüyorsanız, vakit kaybetmeden Veteriner Hekiminize başvurunuz.
Kedilerin ağzındaki kötü koku neye işaret eder?
Minik kediniz uykuya daldığında, ona yaklaşarak başını yavaşça okşarken burnunuzu kedinizin ağzına yaklaştırarak nefes kokusunu kontrol edin. Ağızdan gelen kötü koku ilk olarak akla diş ve diş eti problemlerini getirir. Ağıda şekillenen kanserli dokuda kötü kokuya sebep olabilir.
Ağızdan gelen tatlı bir koku diabet’e işaret eder. Bununla beraber aşırı susama, ürinasyon ve kilo kaybı en belirgin bulgulardır.
Ağızdan gelen amonyak veya idrar benzeri koku, böbrek problemlerini gösterir. Diğer belirtiler, yoğun su içme ve ürinasyonla birlikte iştahsızlığın artmasıdır.
Kusma ile birlikte ağızdan gelen kötü koku, karaciğer hastalıkları ile komplike olabilir. Diğer belirtiler iştahsızlığın artması, abdomende şişlik, göz veya ağız mukozasında sarılıktır.
Kedinize Özel
Memeliler için gece görüşüne adaptasyonda, Vitamin A’nın sentezinde ön madde olan karotenden zengin bitkisel besinlerin tüketilmesi önemlidir.
İnsanlar ve köpeklerin aksine, kediler Vitamin A’yı bitkisel karotenden sentezleyemezler. Diyetlerinde Vitamin A noksanlığı varsa derinin kabuklu olması, kılların kırılması şeklinde deri problemleri, konjuktivitis, diş eti yangıları, gelişme bozuklukları, kilo kaybı, hücre membranlarında hasar, hastalıklara karşı direnç gelişiminde noksanlık karşılaşılabilecek olası problemlerdir. Bunun için kedilerimizin diyetlerinde balık, et, ciğer vb. hayvansal orjinli gıdaların tüketimi önemlidir.
Ancak, bu gıdaların fazla tüketilmesi de az alınması kadar tehlikelidir. Vitamin A fazlalığı da boyun vertebralarında sypondilozis, atlayıp zıplamada zorluk, aşırı duyarlılık gibi önemli komplikasyonlara neden olur.
Kediler saldırgan davranışlarda bulunurlar ve krizler kendini gösterir. Kedilerin tükettiği A vitamini miktarının düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerekmektedir. Profesyonel kedi mamalarında yeterli düzeyde A vitamini bulunduğundan kedilerimize mama haricinde ekstra Vitamin A vermemize gerek yoktur.
Annesiz kalan yavru kedilerin bakımında temel yaklaşımlar
Annesiz yavru kedilerin bakımında yavrunun evdeki yaşam ortamına dikkat edilmelidir. Ortamın ısısı, nemliliği, temizliği, kişi sayısı, paraziter ve enfeksiyöz hastalıklar açısından dikkate alınmalıdır. Yavruların çevreye olan ilgileri ve vücut kondisyonlarının takibi gelişimleri açısından önemlidir.
Yavruların yaşının belirlenmesinde beden ağırlığı ve diş sayılarının gözlenmesi belirleyicidir. Tipik olarak yavruların doğum ağırlığı 80-140 gr. Arasında değişir. Normal bir yavrunun her hafta 10-15 g/gün şeklinde ağırlığı artar ve doğumun ikinci haftasında canlı ağırlığı iki katına ulaşmalıdır. İlk süt dişleri 3-4 haftalıkken görünmeye başlar. Yavruların tüyleri temiz ve parlak görünmelidir.